Türkiye’de pelvik taban fizyoterapisti olmak için açılmış spesifik bir program bulunmamakla birlikte pek çok bölüm lisans döneminde kadın sağlığı gibi seçmeli veya zorunlu derslerle öğrencileri bu konuda teşvik etmektedir. Mezun olduktan sonra ilgi duyulması halinde akademik olarak master veya doktora programlarından dersler alınarak bu alanda bilgi sahibi olmak mümkün olduğu gibi dünyada lisansüstü düzeyde pelvik taban eğitimi veren az sayıda okul bulunmaktadır.

Bu okullar 2 ile 3 yıl süren eğitimlerle pelvik taban sağlığı alanında temel bilgileri vermekte pratik ve uygulamalar kısmında fizyoterapistlerin kendilerini yetiştirmelerini beklemektedir. Pek çok ülkede pelvik taban eğitimleri 2 günlük kurslar şeklinde yapılmakta ve kişinin katıldığı kurlarda her disfonksiyonu ayrı ayrı irdelemesini sağlamaktadır. Amerika’da bulunan Pelvic Guru Academy, Herman&Wallace Pelvic Institute veya Kanada’da bulunan Pelvic Health Solutions bu eğitim kurumlarına örnektir. Bu kurumlarda bazen seviye seviye kurslara da rastlanmaktadır.

”Ben Fizyoterapist Alime Büyük. Mezuniyetimden sonraki dönemlerimde klinisyen olarak pelvik taban sağlığı alanında çalışmaya başladığım için yüksek lisans ve doktora gibi akademik kariyerimin dışında kalarak bu alanda nasıl çalışmaya başladığımı anlatmak isterim. Pelvik taban eğitimleri ile ilk tanışmam 2010 yılında Almanya’da bulunurken hocaların eğitimlerine katılmam ile başladı. 2011 yılında uluslararası bir fizyoterapi kongresinde İngiltere’de bulunan Gerard Greene Hoca’nın derslerine katılmam ile eğitim sürecimin ilk adımlarını attım. Gerard Greene Hoca o yıllarda Dr. Ruth Jones ile birlikte çalışıyor ve pelvik taban disfonksiyonları üzerine hastalar bakıyordu. Hocaların oradaki eğitimlerine katıldığım süreçte mezun oldum ve hastane, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezi gibi yerlerde çalışmaya başladım. Bu süreçte özel eğitim ve rehabilitasyon merkezine başvuran serebral palsyli çocukların çoğunluğunun genel öyküsü doğum travmaları ve gebelik döneminde maternal kaynaklı nedenler üzerineydi. Fizyoterapi bu çocuklarda erken dönemde çok güzel sonuçlar veriyor fakat çocukların bağımsızlığını kazanması meslektaşlarımın da bildiği gibi zaman alıyordu. Mesleğimi seviyordum ama pediatri benim ilgi alanım değildi. Bu yüzden alan değiştirdim. Eğitimlere katılmayı sıklaştırdım ve bir süre sadece aldığım pelvik taban eğitimlerine yönelik hastalara bakmaya başladım. Gebeler çoğunlukta olmak üzere pek çok kadın hastayı görmeye devam ettim. Bir süre sonra kadın doğum uzmanları ile birlikte çalışmaya başladım. İlerleyen zamanda Alanya’da klinisyen olarak çalıştığım bu yere JineFizyo adını verdik.
Başvuran hastaların problemlerine göre pre-post natal dönem, doğum sonrası inkontinans, ağrılı cinsel birliktelik, prolapsus gibi disfonksiyonlar için ayrı ayrı eğitimleri tamamladım. Gebelik döneminde her kadının egzersiz yapabilmesi için sınıflar oluşturarak bu sınıflarda pelvik taban disfonksiyonlarını anlatmaya başladım. Kısa sürede bu anlatımlar pek çok kadının fizyoterapist eşliğinde egzersiz yapma talebini artırdı. Bu süreçte emeklerini taşıdığım pek çok hastam, hocam ve çalışma arkadaşım oldu her birini minnetle anıyorum. Yolumun kesiştiği değerli insanlardan Prof.Dr.Erkut Attar Hoca onlardan bir tanesidir. Fizyoterapistlere olan inancı çoktur. Kendisi Amerika’da bulunan International Pelvic Pain Society’nin board üyesi ve Pelvik Ağrı ve Endometriozis Derneğinin (PAED) başkanıdır. Erkut Hoca ile çalışma fırsatını bulduğum bu dönemde jinekolog ve fizyoterapistleri buluşturan konferanslar düzenlendi ve yapılmaya devam ediliyor.

Ülkemizde kadın sağlığına katkıları çok olan bu değerli insanlar fizyoterapist meslektaşlarımızla aynı platformda buluşmaya başladı. Birlikte çalışmaya başlayan hekim ve fizyoterapistlerin sayısı artmaya başladı.
Bence pelvik taban fizyoterapisi ülkemizde problem yaşayan pek çok hastanın ihtiyaç duyduğu bir alan ve özellikle meslektaşlarımızın uzmanlaşması, farklı alanlarda istihdam edilmesi için bir fırsat. Bu yüzden multidisipliner çalışma prensipleri oluşturulması şart. Benim görüşüm Türkiye’de pelvik taban sağlığı için gerekli olan ilk basamak hastaların fizyoterapistler eşliğinde egzersiz yapmasıdır özellikle gebelik dönemindeki kadınların.

2016’dan bu yana eğitim veren International Pelvic Health Institute’de ise eğitimler fizyoterapistlerin klinik ihtiyaçlarına göre dizayn edilmiştir. Bu sebeple eğitimlerin her biri birbirinden bağımsız ve farklı tipte disfonksiyonlara hitap etmektedir. Herhangi bir eğitimden başlanıp ilerlenebilecek şekilde oluşturulmuştur.

Bu eğitimler klinikte hasta ile buluşturmanızı kolaylaştırmak için klinik çalışmalar yapan fizyoterapist hocalar tarafından verilmektedir. Pek çok ülkede pelvik taban eğitimlerine katılmış ve klinikte en çok faydalandığı eğitimleri bir araya getirerek bizleri sizlerle buluşturan bir pelvik taban fizyoterapisti olan Alime Büyük’ün IPHI eğitimleri ile ilgili ropörtajını sizlerle paylaşmak isteriz.

Tüm bu süreç içerisinde Amerika, İngiltere, Avustralya ve Kanada’da çok değerli hocalardan aldığım eğitimlerin ülkemizde yapılabilmesi için bir dilek tuttum ve gerçek oldu. Şu anda International Pelvic Health Institute (IPHI) ‘te eğitimlerini aldığım hocalar ders vermektedir. Vize problemi yaşamadan, yutrdışı giderleri, uçak masrafları olmadan kendi ülkemizde eğitim alabilmenin ve bu eğitimleri meslektaşlarımla paylaşmanın sevincini yaşıyorum. IPHI eğitimleri faydalandığım eğitimlerden oluşan bir zincirdir. Bana çok uğurlu gelmiştir ve her bir eğitimden sonra farklı bir hasta grubuna yardım edebiliyor olmanın tatminini yaşamışımdır. Meslektaşlarıma da uğurlu gelmesi dileğiyle…”